
Greta Gerwig’in yönetmenliğini üstlendiği Barbie filmi, son zamanlarda merak edilen filmler arasına girdi. Ünlü oyuncu Margot Robbie'nin Barbie'yi Ryan Gosling'in ise Ken'i canlandırdığı filmin, ilk fragmandan sonra nasıl bir hikaye işleyeceği merak konusu oldu.
Film hakkında konuşan Avusturalyalı oyuncu Margot Robbie, "Senaryoyu okuduğumda 'Ah bu çok iyi!' dedim. Ancak bu senaryonun gün yüzü göremeyecek olması ne kadar da kötü demiştim çünkü bu filmi çekmemize asla izin vermezler. Ama verdiler" dedi.
BARBIE GERÇEK DÜNYADA NE YAPACAK?
Filmin yayınlanan görsellerinde ve fragmanlarında oyuncak Barbie'nin dünyası tasvir ediliyor ancak Barbie'nin gerçek dünyaya seyahati hakkında henüz bir bilgi paylaşılmadı.
Barbie ülkesinde yaşayan bir Barbie bebeğin, yeterince mükemmel olmadığı için oradan kovulup gerçek hayatta yaşadığı maceraları anlatan filmin asıl sürprizinin Barbie'nin gerçek dünyada yaşayacağı serüven olduğu düşünülüyor.
Filmin kadrosunda ayrıca Will Ferrell, Issa Rae, Simu Liu, Kate McKinnon, America Ferrera, Michael Cera ve Alexandra Shipp gibi isimler yer alıyor. Barbie, 21 Temmuz 2023’te vizyona girecek.
Filmin 38 yaşındaki yönetmeni Gerwig, senaryoyu uzun süredir ilişki yaşadığı Noah Baumbach ile yazdı.
BARBIE’NİN BİLİM, TOPLUM VE MODA İLE İLİŞKİSİ
1959'da doğan Barbie her zaman Ken Carson'la nişanlı olan genç bir kadındı. Oyuncak bebeklere de konu olan çift hiç evlenmedi ve kırk yılı aşkın bir süre sonra 2004'te ilişkilerini sonlandırdı.
Geçmişten günümüze kadar hala en sevilen oyuncaklar içinde yer alan Barbie hala popülerliğini koruyor. Peki ya Barbie’nin bilim, toplum ve moda ile ilişkisi nasıl?
Hâlihazırda insanlar Barbie’ye bir plastik oyuncak gözüyle baksa da aslında içinde pek çok gizli şeyi barındırabiliyor.
Örneğin Mars ve Barbie ilişkisi…
Firmanın yeni astronot bebeği Barbie Mars Explorer, ünlü NASA gezgini Curiosity'nin Mars'taki ilk yılını kutlamak için geçen yıllarda piyasaya sürüldü.
Bu proje için yetkililer, bebeğe doğru görünümü verebilmek için bir NASA ekibiyle iletişime geçti. Barbie bu nedenle oksijen tüpleri, kask, botlar ve uzay giysisi ile donatılmıştı. Ayrıca bu ekipmanlarının hepsini rengi ise pembe idi. Pembe renginin neden kullanıldığını ise haberin devamında göreceksiniz…
Aynı şekilde birkaç yıl önce Barbie bebekleri beden algısını yıkmak için kilolu Barbie bebekleri piyasaya sürdü.
130’DAN FAZLA MESLEĞE BÜRÜNDÜ
Barbie hayatı boyunca 130'dan fazla farklı meslek yaptı. Bu uzaya ilk gelişi değil. Dünyaca ünlü oyuncak bebek ilk uzay giysisini 1965'te, Armstrong'un aya ayak basmasından dört yıl önce ve uzayda uçan ilk Amerikalı kadın olan Sally Ride'dan on sekiz yıl önce giymişti. Üstelik Barbie 1985 yılında da astronot olmuş ve 1998 yılında Uzay Kampına gitmişti.
Oyuncak şirketi Mattel, "Barbie kızlar için bir model olmaya devam ediyor... Marka, özellikle STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) olarak bilinenler olmak üzere, genellikle kadınların yetersiz temsil ettiği mesleklere odaklanan bir dizi oyuncak bebek piyasaya sürdü" açıklamalarında bulunmuştu.
Belli ki şirket oyuncakların toplumlar üzerinde etkili olduğu fark etti ve pek çok yeni güncelleme ile piyasaya sürmeye devam etti. Belki de oyuncakların gücünü keşfettiler…
İLK ÖRNEK DEĞİL
Aslında Barbie ilk örnek değil birçok örnek var. Örneğin, 2008 yılında NASA, ünlü uzay korucusu ve 'Oyuncak Hikayesi' filminin kahramanı Buzz Lightyear'ın Uluslararası Uzay İstasyonu'nda bir buçuk yıl boyunca göndermesi sayesinde birçok Amerikalı'nın dikkatini çekti. Veya yine, 2010 yılında Barbie Geek ve Chic ile Mattel, mühendislik mezunu kadınları temsil eden Amerikan derneği ile büyük bir iş birliğine başladı.
KEN'İN İNTİKAMI
Ancak bazen hikayeler yön değiştirebilir tıpkı Barbie’de olduğu gibi. Bilimi ihmal eden etik, bilimsel ve çevresel konular söz konusu olduğunda insanlar oyuncakçıdan şikayetçi olabiliyor. Bu durumlarda, oyuncaklardan bahsederken bile toplumun rolü esas olabiliyor.
Barbie'nin erkek arkadaşı Ken Carson, Haziran 2011'de bir sırrı keşfetti: Barbie, Endonezya'daki yağmur ormanlarının yok edilmesinde yer alıyordu. Greenpeace tarafından yayınlanan bir videoda, Mattel'in Orman Yönetim Konseyi gerekliliklerine (ormanları onaylayan marka) karşı olarak çalışan bir şirket olan Asia Pulp and Paper ile ekonomik bağlantılarını ortaya koydu.
Şirketin ve ayrıca Disney, Hasbro ve Lego'nun birçok verisi ve sertifikasına ek olarak Greenpeace araştırmaları, oyuncak ambalajlarının yağmur ormanlarından geldiğini gösterdi. Yayınlanan video birkaç gün içinde YouTube'da en çok izlenenlerden biri haline gelirken video İtalyanca, Çince ve Arapça da dahil olmak üzere yirmi dile çevrildi.
Dünyanın her yerinden vatandaşlar Mattel'e yüzlerce posta gönderdi. Barbie'nin Facebook sayfası, yoğunluk nedeniyle geçici olarak kapatıldı.
FİLMDEKİ PEMBE RENGİNİN ÖNEMİ
Dilimize Farsçadan geçmiş olan pembe kelimesinin sözlük anlamı pamuktur. Ancak bu kelime 14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren ''açık kırmızı'' anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Orijinal dilinde ''penbe'' şeklinde yazılan bu kelimeden türetilmiş olan birçok sözcük de günlük hayatta sıklıkla kullanılır.
PEMBENİN ANLAMI
İngilizcede ''rose'' ve ''rosy'' şeklinde de tanımlanan pembe rengi, ülkemizde de gül rengi olarak bilinir.
Sinema, müzik ve edebiyat gibi sanat dallarında, pembe rengiyle özdeşleşmiş olan birçok karakter ve müzik grubu ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında en bilineni, ilk filmi 1963 yılında çekilen Pembe Panter'dir. 1965 yılında Birleşik Krallık'ta kurulmuş olan Pink Floyd ise, dünya genelinde en çok dinlenen müzik gruplarının başında gelir.
Pembe rengi, saflığı ve doğallığı simgeler. Birçok Yeşilçam filminde bahsi geçen ''pembe panjurlu ev'' ise, masumiyeti temsil eder.
PEMBE RENGİ VE PSİKOLOJİ
Psikoloji biliminde pembe renginin temel karşılığı sevgi, merhamet ve şefkattir. Birine karşı hissedilen dostane duygular da pembe rengiyle ifade edilir. Kırmızının en açık tonu olan bu renk, rubai, kaside ve gazel türündeki şiirlerde ise ''gül rengi'' olarak geçer.
Gül ile özdeşleşmiş olan pembe renginin psikolojik anlamlarından bir diğeri aşktır. Örneğin kırmızı rengi tutkuyu simgelerken, pembe, hiçbir beklenti içerisine girilmeden hissedilen aşkın sembolüdür. Tüm bunların dışında, pembe renginin diğer karşılıkları masumiyet, ilgi ve merhamettir.
PEMBENİN MODA DÜNYASINDAKİ YOLCULUĞU
Hillary Clinton’ın First Lady olarak Nisan 1994’te yaptığı ilk basın toplantısı tarihte “pembe basın toplantısı” ve “tatlı ve pembe basın toplantısı” olarak yerini alalı yıllar oldu. Clinton Beyaz Saray’da düzenlediği bu basın toplantısında vergiler hakkında konuşurken tüm dikkatler üzerindeki pembe ceket ve içlikteydi. Hatta Washington Post’un moda eleştirmenlerinden Robin Givhan, First-Lady’nin kıyafeti için “Bu pembe moda bir takım değil, bir pazarlama taktiği” açıklamasını bile yapmıştı. Moda tarihinde hiç bir renk pembe kadar pop psikolojiyle ilişkilendirilmedi. Bunun sebeplerinden biri de bir sürü kültürde pembenin kadın üniforması olarak akıllarda kalması.
2014 yılında The Museum of Fine Arts Boston’da gerçekleşen “Think Pink” – “Pembe Düşün” sergisi bu rengin zaman içinde nasıl kadınlara hitap eden bir renge dönüştüğünü açıklıyordu. Eserlerde 1700’lerde hem kadınların hem de erkeklerin pembe giydiğini gösteriliyordu. Hatta 18. yüzyılda resmedilmiş iki erkek çocuğuna ait portrelerde çocukların brokar pembe elbiseler giydiği görülüyordu. Bu durumu akademisyon Jo Paoletti kitabı Pembe ve Mavi’de şöyle açıklıyor: “Yıllar boyunca pembe sağlık ve gençlikle özdeşleşmiş bir renkti.”
Boston’da bulunan bu sergi aynı zamanda 1918 yılına ait erkek çocukları için bir kıyafet katalogunu da sergiliyordu. Küratör Michelle Finamore’a göre pembe hem güçlü hem de tutkulu bir renk. Ne de olsa pembe kırmızı’dan oluşan bir renk.
Pembe renginin kadın modasında daha etkin olması ise 2. Dünya Savaşı sonrası Christian Dior’un romantik New Look’u ortaya çıkarmasıyla oldu. ‘New Look’ savaş dönemindeki depresif ruh hali ve kumaş kısıtlamaları altındaki modaya bir reaksiyon olarak ortaya çıkmıştı.
Savaş sonrası erkekler yavaş yavaş iş dünyasına dönmeye başlamışlardı ve kadınlar da yeniden evlerindeki hayatlarına dönüyorlardı. Bu dönemde kadınlara yönelik bir pazarlama stratejisi olarak birçok firma, pembe tonlarında ev eşyaları piyasaya sürdü. Pembe, artık kadınlara yönelik eğlenceli ve moda bir renk olmuştu.
Açık pembe ve gri Dior’un New Look’undaki yapıtaşı renkler arasındaydı. Ama tasarımcı yine de pembeyi feminen dürtülerler uyandırması için seçmemişti. 1948 yılında verdiği bir röportajda ” ben uyumlu bir adamım ama vahşi zevklerim var.” diyordu.
Bir başka pembe dahisi Elsa Schiaparelli ise iki dünya savaşı arasında pembenin farklı bir tonunda öncü oldu. Schiaparelli’ye göre pembe aydınlık, imkansız, cüretkar ve hayat veren bir renk. Schiaparelli’nin en sevdiği kırmızı tonu ve biraz beyazın karışımı olan bu renk kendi deyimiyle “shocking pink”- “şok eden pembe” olarak anılıyor. 1937 yılında Shocking! olarak adlandırdığı parfümüyle aynı isme sahip olan bu renk Dior’un floral tonlarından çok daha fuşya bir tona sahip. Schiaparelli’ye göre bu renk hem şok edici hem de saf.
Patronlardunyasi.com