İngilizlerin binlerce yıllık gelenekleri ile yeniden dünya gündemine oturmaları, tarihin külleri arasında kalmış, unutulmaya yüz tutmuş, belli mihraklarca unutturulmuş bir çok konuyu yeniden gündeme taşıdı. 600 yıllık Osmanlı'yı tuzla buz eden, dilimizi, dinimizi, geleneklerimizi ve tarihimizi çöpe attıran İngilizler, bu gün, tüm dünyalıların karşısına geçip mağrur edalarla tarihlerinin gururunu yaşıyorlar. Dünyanın gerçek anlamda en eski ve en köklü yöneticisi olduklarını bir kez daha ilan ediyorlar... Şimdi cahilane bir soru: Bu Cumhuriyet, demokrasi.. vs. bu kadar iyi de bunu dünyaya deklare eden İngilizler neden hala bin yıllık geleneklerini uyguluyorlar?
Kral I. Charles'ın milletvekillerini tutuklamaya çalıştığı 17. yüzyıldan kalma kural uyarınca, hükümdarların Avam Kamarası'na girmesine izin verilmediği için tören Westminster Hall'da yapılıyor... 1649'dan beri Kral avam kamarasına giremiyor.. O dönemde kraliyet ile parlamento arasındaki çatışmanın yol açtığı iç savaş, 1649'da kralın başının kesilmesiyle sonuçlanmış... Biz ise hem Osmanlı'ya hem de Türk tarihine sövme yarışındayız..
Britanya Kraliçesi 2. Elizabeth'in ölümünün ardından tahta geçen Kral 3. Charles, alt kanat Avam Kamarası ile üst kanat Lordlar Kamarası'ndan oluşan parlamentoya evsahipliği yapan Westminster Sarayı'nın yaklaşık 1000 yıllık en eski yapısı Westminster Hall'daki törene katıldı. Eş durumundan kraliçe olan Camilla'nın eşlik ettiği Charles, kral sıfatıyla ilk kez milletvekillerine seslendi.
????Charles ile Camilla'nın trompetler çalarak karşılandığı Londra'daki Westminster Hall'u yüzlerce milletvekili doldurdu. Parlamentonun taziyesini kabul edip mukabele eden Charles, Avam Kamarası ile Lordlar Kamarası üyelerine, 'annesinin özveriyle görev yapma örneğini takip etme' sözü verdi.
????Kral 3. Charles, '2. Elizabeth'in Birleşik Krallık siyasi sisteminin temelini oluşturan anayasal yönetişimin çok değerli ilkelerini koruma yolundan gideceğini' söyledi.
"Shakespeare'in Kraliçe 1. Elizabeth hakkında söylediği gibi, o yaşayan tüm prensler için bir modeldi" tasvirini yapan Kral 3. Charles, şu vurguda bulundu: "Bizi çevreleyen tarihin ağırlığını hissetmekten kendimi alamıyorum. Bize milletvekillerinin ve meslektaşlarının kendilerini adadığı hayati parlamento geleneklerini hatırlatıyor. Parlamento, demokrasimizin yaşayan ve nefes alan aracıdır"
Kral I. Charles'ın milletvekillerini tutuklamaya çalıştığı 17. yüzyıldan kalma kural uyarınca, hükümdarların Avam Kamarası'na girmesine izin verilmediği için tören Westminster Hall'da yapıldı. O dönemde kraliyet ile parlamento arasındaki çatışmanın yol açtığı iç savaş, 1649'da kralın başının kesilmesiyle sonuçlanmıştı.